Gençlik; insan yaşamının en hareketli ve dinamik bir dönemidir. Bu dönemin başarı ile geride bırakılabilmesi; insanın kendi çabası kadar, dış koşullarında elverişli olmasına bağlıdır.

Mesleğim gereği gençlerle çok muhatap oluyorum.
Bir öğretmen olarak, bir baba olarak, bir ağabey olarak onları anlamaya çalışıyorum.
Gözlemlerim şudur ki;
Gençler içinde yaşadıkları koşullardan etkilenen, yaşamlarına bir yön vermenin yanı sıra çevrelerindeki gelişmelere de kayıtsız kalmayan bir yapıya sahiptirler.

Gençlerin sahip olduğu dinamik, ülke menfaatleri ve kendi yaşam hedefleri ile örtüşebilirse; sonuç memnuniyet verici olur...

Ne yazık ki öğretmen olarak gözlemlerim ve ülkemizde gençlere ilişkin istatistiki veriler; çoğu gencin mutlu olmadığını, hedeflerine ulaşamadıklarını, yaşadıkları sorunlar nedeniyle geleceklerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını gösteriyor.

Ne yazık ki, 
Gençlerimiz gençlik dönemini biz de gençlerimizi kaybediyoruz. İçinde yaşadığımız şartlar, gençlerimizin umutlarını kıran, öteleyen, gençlerimizi yaşama tutunmak da zorlayan şartlardır.
Eğitim sistemi gençlerin hayallerine ve hedeflerine ulaşmasında önemli bir konuma sahipken; sınavlardaki başarısızlık, eğitime olan talebin fazla olması, vasıflı eğitimli gençlerin iş bulamaması lerimizin eğitim sisteminden beklentilerini boşa çıkarıyor.

Maddi ve manevi birçok çaba ve gayretleri sonucunda mezun olan gençler, iş bulmada çok büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Artık gençlerimiz kendi alanlarında iş bulamayıp, kendi ve alanları dışında iş bulma arayışına giriyorlar.

Tüm bu olumsuzluklar sistem içinde kendini kanıtlayamayıp, olan  bir yaşamda kendini başarısız hissedip zararlı alışkanlıklara yönelen gençlerimizi de kaybedilen gençler sıralamasına, kaybedilen gelecek sıralamasına koyabiliriz.

Kaybettiğimiz gençlik sıralamasına koyabileceğimiz diğer bir grup ise, milli ve manevi değerleri önemsemeyen, örf ve adet den uzak, gelenek ve göreneklerimizden bi haber, kendini hümanist olarak tarif eden, ne olduğunu tam bilmediği halde; deist, ateist, nihilist olarak tarif eden gençlerimizdir.

Malum, gençlik haftası içerisindeyiz.
Gençlere dair bir takım mesajlar verilecek, gençlere ve gençliğe ne kadar değer verdiğimiz söylenecek, gençlerin siyasi eğilimleri, hangi partilere veya partiye oy verecekleri tartışılacak.

Sonuç ne?

Gerçek diploma sahibi, cümle kurabilen, akıllı ve sağlıklı gençler mutsuz, işsiz ve umutsuz. Vasıfsız işe yaramaz kim varsa iş bulmuş birkaç yerden gelir elde ediyor. Ve maalesef gençlerimizin birçoğu bu insanlara imreniyor, insanları örnek alıyor, ileride onlar gibi olma hayalleri yaşıyorlar.

Cumhuriyetimizin 100. Yılına yaklaşırken, gelin hep birlikte gençlerimize ortak bir mesaj verelim.

"Sevgili gençler, inancınız ve hedefiniz olsun, hayallerinizden asla vazgeçmeyin ki, her şey sizin için mümkün olsun. Bizler ana baba olarak, abi olarak, öğretmen olarak, siyasiler olarak, yönetenler olarak sizlerin hayallerinin takipçisi olacağız."